Ana Sayfa Erkek Bekar erkekler Floresan ve Ağva

Floresan ve Ağva

PAYLAŞ

Telefonu açtım. ‘Aynı anda yanmıyorlar ama aynı anda sönüyorlar’ dedi. ‘Oha! Konuştun lan!’ dedim. Kapattı.

——————————————————————————————————————————————

3 hafta kimsenin olmadığı bir orman evinde kafa dinlemek kız arkadaşımın fikriydi. Ayrılığın eşiğindeydik. Kimsenin olmadığı bir yerde birlikte kalmanın iyi geleceğini söyledi. Belki düzeltebilirdik. Düzeltmeyi çok istiyordum. Kimsenin olmadığı bir ormanı, orman evini nereden bulduğunu hala bilmem. Teklifi sunduğunda ‘Nereden bulacağız öyle yeri, gidelim işte Ağva’ya’ dedim. Ters ters baktı.

——————————————————————————————————————————————
İyi gelmişti bu kaçamak. Sevgilimle daha yakındık. Konuşuyorduk ve sevişiyorduk. Film izlemiyor ama film hakkında konuşuyorduk. İzlediğim filmleri izlemediğini öğrenince ‘ben izledim onu yeaa’ diyordum. Hareket bile yapıyordum. Çok güzeldi. Tertemiz hava. Tertemiz su. Sevgilim.

Ormanda bırak yabani hayvanı, hayvan bile yoktu. Cırcır böceği olsun, kuş olsun. La hiçbir şey yoktu. Öyle sessiz. Rüzgar eserse hangi türden olduğunu anlamadığım ağaçların dalları ve yaprakları birbirine vuruyordu o kadar. ‘Oh be’ dedim. Tatil nedir ki? Dinlenmek değil mi? İlla yüzmek güneşlenmek mi gerek? Sevgilime bir kez daha aşık oldum böyle bir yere getirdiği için beni. Bundan önce hep ben götürdüm de n’oldu? Hep klasik şeyler. Benimkilerde bir numara olsa böyle ayrılık modunda olmazdık. Zeki işte. Biliyor işi.

İkimiz de kendimize uğraşlar bulmuştuk. Gündüz için tabi. Gecelerin yüzde 20’si konuşmayla yüzde 80’i sevişmeyle geçiyordu. Ama ne sevişme! Vuuuu. Benim uğraşım topraklardı. Çeşit çeşit toprak vardı. O topraklarla kendimce figürler falan yapıyordum. O’nunki ise yaprak. Ağaçlardan farklı boyutlarda yaprak topluyordu. Dönüşte kurutup ofisteki masasına koyacakmış. Görünüşte basit olarak algılansa da mükemmelliyetçi sevgilim için zor bir işti. Kusursuz yaprakları arıyordu. Bir gün o kulübede kaldı. Ben topraklarımla uğraşıp çamurlu halde eve döndüğümde durgün gördüm sevdiceğimi. ‘N’oldu’ dedim. ‘Telefon çaldı, arayan nefes alıp durdu, hiç konuşmadı, en sonunda da kapattım’ dedi.

Başta korktuk. Ama sonra yeni eğlencemiz oldu. Hobilerimize gitmez olduk. Herif/kadın sürekli arıyordu. Tek kelime etmiyordu. Aradığında, saydırıyorduk. ‘Hasan orada mı’ diyorduk. Cevap vermiyordu. ‘Hasan orada yok da senin orada ne işin var dürzü! Senin amına koyayım ben!’ Israrla kapatmıyordu ama telefonu. Sıkılınca biz kapatıyorduk. İddiaya giriyoruk. ‘5 dakika içinde arayacak’ ‘Hayır. En az 20 dakika boyunca aramaz’ Sürekli arıyordu. Keyifliydi.

Tatilimizin son gününe girmiştik. Telefonlar bitmişti. Biz de hobilerimize geri döndük. Sevgilim yaprak ararken ben evde kalmayı tercih ettim. En yakınımdaki kitabın 56. sayfasının 5. cümlesini okuyordum. Telefon çaldı. Heyecanlandım.

Telefonu açtım. ‘Aynı anda yanmıyorlar ama aynı anda sönüyorlar’ dedi. ‘Oha! Konuştun lan!’ dedim. Kapattı. Sevgilimi çağırdım bağıra çağıra. ‘Konuştu’ diye haykırdım ormana. Sevgilim’den ses yoktu. Ormanda fısıldasak bulurduk birbirimizi. Ama tepki yoktu ondan. Bir anda kaybolmuştu. Korkmaya başladım. Başına bir şey gelmesinden tırstım. Sonra da beni terk edeceğinden. 2 saat boyunca karış karış gezdim bir iz bulurum diye. Yoktu işte. Eve döndüğümde tek eşyasını dahi bırakmadığını görünce anladım. Gitmişti. Bırakmıştı beni. Terk edilceceğimi biliyordum zaten. Ama böyle olmasına çok şaşırmış ve üzülmüştüm.

Eve döndüğümde kapıcıyla karşılaştım. ‘Nasılsınız Diren Bey’ dedi. ‘Teşekkür ederim Mehmet Efendi, yokken neler değişti buralarda’ dedim. ‘2 günde mi?’ dedi. ‘Ne iki günü, 15 gündür yokum ben’ dedim. ‘Beyim dün gördüm şu çocuk parkında çamurla bir şeyler yapıyordunuz’ dedi. ‘Başkasıyla karıştırmışsın’ dedim.

Merdivenlerden çıkarken, ‘Diren Bey, katlardaki ışıkları floresanla değiştirdim 2 hafta önce ucuz diye. Yönetici istedi. Dilimde tüy bitti söyleye söyleye değiştirelim diye. Bunlar aynı anda yanmıyorlar ama aynı anda sönüyorlar. Eskisi daha iyiydi. Siz de bi yöneticiye söyleseniz’ dedi.

Evin kapısını açtım. Koltuğa oturdum. Oturduğum koltuğun tam karşısındaki duvarda devasa yaprak koleksiyonumu gördüm. Arkama yaslandım. Gözlerimi kapadım.

——————————————————————————————————————————————
Teklifi sunduğunda ‘Nereden bulacağız öyle yeri, gidelim işte Ağva’ya’ dedim. Ters ters baktı. ‘Çok düz adamsın Diren’ dedi. ‘Ne Ağva’sı abi. Süper yer işte. Gürültü yok, insan yok. Sadece ikimiz olacağız düşünsene hamsi kokulu yarim. Cep telefonlarımızı da götürmeyeceğiz. E orada zaten öyle kablo, elektrik falan hiç bir şey yok. Düşünsene ya! Telefon bile yok!’ dedi.

Teklifini kabul ettim.

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here