Hepimizin vazgeçilmez hastalığıdır aslında tembellik ve yine birçoğumuzun vazgeçmek iste(me)diği bir alışkanlıktır…
KİMSE TEMBEL OLDUĞUNU KABUL ETMEZ
Çevrenizde görüp görebileceğiniz neredeyse herkes tembel olduğunu reddeder ama bahanelerin ardına sığınarak zamanının çoğunu boşa harcar. Bu insanlarımız yaptığı uzun soluklu planlarının çoğunu her geçen gün erteler. Erteledikçe bitmeyen planlar ve işin içinden çıkılmaz programların ardında sıkışır kalır. Kimi zaman önemli buluşmalarına katılamaz, kimi zaman sağlığından olur ve kimi zamanda en sevdikleriyle arasına yollar, mesafeler ve ayrılıklar girer.
ETRAFINIZA BAKIP DURMAYIN SİZDEN BAHSEDİYORUM
Evet herkesin kendince yoğun bir hayatı ve koşturmacası olabilir ama bu tembellik yapma gibi bir hak vermiyor kimseye. Düşünsenize bir kere geldiğiniz bir dünyadasınız ve zamanınınızı daha güzel geçirmek varken, boşa tüketiyorsunuz. Kafamızda kurduğunuz onca düşünce hep havada kalıyor ve bizler bir pişmanlığın ardında “keşke”lerimizle kendimizi avutmaya çalışıyoruz.
“BEN TEMBEL DEĞİLİM!”
Kendimden örnek vermek gerekirse ilkokul yıllarımda el yazım çirkin olduğu için bir sayfa boyunca aynı cümleleri yazdığımı hatırlıyorum yazım güzelleşsin diye. Tabi hala çirkin yazıyorum ama siz yine de benim tavsiyeme bir kulak verin. Devamlı planlarını erteleyip, zamandan yana şikayetçi olanlara şöyle bir tavsiyede bulunabilirim. Bir sayfa boyunca, “Ben tembel değilim!” cümlesini 1 hafta boyunca yazın ve sonra bunu aynanın karşısına geçerek yüksek sesle tekrar edin. Ve 1 hafta sonrasında yapacağınız planları gözünüze çarpacak bir şekilde büyük harflerle yazarak uygulayın.
Gelecek telaşını bırakın ve geçmiş pişmanlıklarını unutarak bugünü yaşayın! Çünkü yaşadığınız en değerli zaman şu an yaşadığınız andır!..