Ana Sayfa Erkek Bekar erkekler Zürafa

Zürafa

PAYLAŞ

Eşofmanlarımı evde unuttuğum için tedirgindim. Ama biraz daha düşününce tedirginliğimin sebebinin sadece Beden Eğitimi öğretmenimiz Ayşegül Hoca’nın unutkanlığıma vereceği tepkiyi düşündüğümden değil, endrüsti meslek lisesindeki İlkay’ın beni dövme korkusu olduğunu anladım.

Arkadaşım Erdinç’le öğle yemeğinde okul dışına çıkıp merkezde bir kafede hamburger yemeye gidiyorduk. Tüm okulun hayran olduğu, orta 2’ye giden bir kıza göre oldukça uzun boylu ve fiziği düzgün Özge de önümüzden gidiyordu. Biz Erdinç’le efendiliğimizi takınıp, kızı takip ediyomuş gibi olmayalım diyerek hızlanıp kızın önüne geçtik. O sırada İlkay’ın sesi duyuldu. “Vay amnakoyym, senin ananı zürafa mı sikti”

Hayatımda duyup duyabileceğim en yaratıcı küfürdü. Bir anlık şoktan sonra dayanamadım ve güldüm. Ama çok güldüm. Sesli güldüm. Erdinç beni susturmaya çalışıyordu. Ama dayanamıyordum.

“Ne gülüyon lan yolunusktiğm”

Bu sesten sonra kaçtık Erdinç’le. Çünkü İlkay, orta okul-lise dönemlerinde anne-babalarımızın oynamamızı istemediği kötü çocuklarındandı. Hele yoluma ettiği hakaretten sonra orada duramazdım…

Okula döndüğümüzde arkadaşlarım “Olm İlkay seni arıyo valla durumun iyi değil” gibisinden laflar ettiler.

“Ben bişe yapmadım ya al Erdinç yanımdaydı, sanki küfür ettim ya ooo” dedim. Erdinç de “Güldün olm, alay ettin sandı adam” O sırada Burak dahil oldu mevzuya. “Hayırdır ne oldu?” dedi. Patavatsız Halis, “Diren yarrağı yedi” dedi.

İyice tırsmaya başladım. Sadece güldüm lan. Nedir yani. O gün zar zor bitti ve eve döndük servisle.

Ertesi gün beden eğitimi dersinin olduğunu unutup eşofmanlarımı almadım. Bu yaşıma kadar devam eden tırnak problemimi bahane ederek Ayşegül Hoca’yı kandıracağımı düşündüm.

Okula vardığımızda bi gerginlik vardı havada. Tek bana mı geliyordu bilmiyorum ama biten korkum tekrar başladı. İlk tenefüste haksız olmadığımı anladım zaten. Gökhan yanıma gelip, “Olm tek dolaşma, İlkay seni dövecekmiş dikkat et” dedi. O an korkudan ölüyordum ama nihayetinde bi erkeklik gururu vardı. “Gelsin olm kaçacak değilim, sonuçta benim elim de armut toplamıyo. Herkes akıllı olacak akıllı!” Ulan benim neyime elin serserisine kafa tutmak mınakoyym.

Akşama kadar bir şey olmadı. Ama söylentilere göre çıkışta çok pis dayak yiyecektim. Her ne kadar ‘Susuyorsak efendiliğimizden, yapabildiğini yapsın, bizim de bi şeklimiz var” gibi çakma delikanlı sözleri kursam da, götüm 3,5 atıyordu.

Beden eğitimi dersi geldiğinde herkes soyunma odalarına gitti. Benim malzemem olmadığı için bir süre sınıfta bekledim. Yalnızlık korkuttu, Ayşegül Hoca’ya mazeret bildirmeye gittim. ‘Bir daha olmasın, ayağında problem varsa da eşofmanını giy” dedi. Eşofmansızlığın cezası sınıf nöbetçiliğiydi. Arkadaşlarım basket falan oynarken ben sınıfta demir paralarla değişik oyunlar türetiyodum. Amacım çıkıştaki yiyeceğim dayağı unutmaktı. Ama olmuyordu. O dayak yenecekti.

Koridordan ayak sesleri duydum. Bizim sınıfa doğru yaklaşıyordu. Halis’in dediği gibi yarrağı yemiştim artık. Ayıran, daha doğrusu engelleyen kimse de olmayacaktı…

Neyse ki kapıdan giren Erdinç’ti. “Tamam olm İlyas Ağabey’le konuştum, o çocuğa dokunursanız sikerim demiş” dedi. İlyas abi son sınıfta okuyan Erdinç’in çok yakın bir tanıdığıydı. 7 yıl eğitim veren anadolu lisesinde okuduğum için sınıflar arası yaş farkı ve haliyle ‘abi-abla’ hitabı çok normaldi.

Erdinç’e sarıldım. ‘Adamsın’ dedim. “Zaten korkmuyodum olm ama tatsızlığa gerek yoktu” dedim.

Erdinç oyununa döndü. Ben de oyunuma. O demir paralarla ne oyunlar türettiğimi anlatamam…

Akşam servise bindiğimizde 1 saatlik yolumuzun konusu bendim. Genelde ‘İyi yırttın Diren’ temalı konuşmalar sıkmıştı beni. “O yırttı lan asıl, siz beni bilmiyosunuz. Sinirlenince çok farklı oluyorum. O yırttı asıl. Hayret ya. Yarın görecek o…” dedim. Erdinç sus dedi. Sustum.

Eve vardığımda, Ebru Gündeş’in beyin kanaması sonrası durumunun iyiye gittiği haberini dinledim. Mutlu oldum…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here