Ana Sayfa Kadın Anneler Telaşa Mahal Yok Sadece İçinizden Bir İnsan Çıkacak

Telaşa Mahal Yok Sadece İçinizden Bir İnsan Çıkacak

PAYLAŞ

İlk 3 ay…

Hamileliğin en çekilmez, en sıkıntılı, en “Allah’ım neden ben?” dönemlerindesiniz.

İlk ayı ayrı, ikinci ayı ayrı, üçüncü ayı ayrı sıkıntı. Ama nasıl oluyor – hala anlamadım – bu annelik denen şey tam bir mazoşistlik hastalığı… Ne kadar çile çekersen o kadar bağlanıyorsun yavriye… Of bu ne karamsar yazı diye düşünmeye başlamadan önce sizi gebeliğinizin bu ilk üç aylık döneminde neler bekliyor bir bakın bakalım…

Birinci ay:

Çoğu anne adayı anlamaz bile… Nereden anlayacak? Hayat normal seyrinde devam ediyordur. Beklenmedik bir hamilelikse üstelik farkına varılması neredeyse imkansızdır. Ancak olunması gereken tarihte regl olunmadığı zaman dank eder insanın kafasına ki bu durumda bile “Mevsimseldir”, “Psikolojiktir” gibi ihtimaller gelir önce insanın aklına… E üstünden 5 hatta 10 gün geçmişse o zaman eczane kapısında bulur kadın kendini… Ya da koca (;

hamilelik-testi

Ha farklı bir durum da var tabi… Uzun süre çocuk sahibi olmak için yanıp tutuşan anne adayları… Gün gün, saat saat, dakika dakika takiptelerdir. Kadın forumlarında “Ben iki haftalık hamileyim, ufak kıpırdanmalar hissediyorum” diye bir mesaj ile karşılaşırsanız yadırgamayın, belki de 10 yıldır bebek sahibi olmayı bekliyordur.

İkinci ay:

Artık hamile olduğunuzdan eminsiniz. Doktora gittiniz ve belki de bebeğinizin kalp atışlarını dahi duydunuz. Ve sizin kalbiniz daha da hızlı atmaya başladı. İşte ilk annelik dürtüsünün bünyede hissedildiği an. Garip tabi. Sonradan unutulacak şeyler. Hamileliğin farkındalığı ile birlikte eşe ve çevrenize söyleme telaşınız başlayacak. Ne zaman açıklasak, hemen söylemesek mi ya da ne olursa olsun herkes bilsin mi?

En riskli aylardan biri… Zamane gebeleri, bütün sene çapa yapıp, tarlada doğurup, bebeğinin göbek kordonunu kendi kesen kadınlara benzemiyor zira… Biraz nazlı oluyoruz kabul edelim. Karakterimizden değil, yaşam şartlarından… Yediğimizden, içtiğimizden, hormonlu gıdalardan, havadan, doğadan, falandan, filandan… Her türlü risk altında olduğumuzdan bebekler de risk altında ve şehir kadınlarının özellikle ilk gebelikleri bu ikinci ay içerisinde düşükle sonuçlanıyor. Üzülmeye gerek yok. Nice kadın tanıyorum ilk bebişinin kaybettikten sonra karalar bağlayan ama şimdi kucaklarındaki yavrularını sevmelere doyamayan… Kötü bir geçmiş, geleceğin de kötü olacağı anlamına gelmez.

Üçüncü ay:

Bulantılar bulantılar bulantılar… “Benim hiiiiiiç midemle ilgili sorunum olmadı” diyebiliyorsanız dünyanın en şanslı hamilelerindensiniz. Boğazınızdan lokma geçmiyorsa çok basit bir taktik: Sabah baş ucunuzda çubuk kraker bulundurun, gözünüzü açar açmaz kıt kıt yiyin, bir süre bekledikten sonra yavaş yavaş yataktan kalkın. En azından uyanır uyanmaz dünya zindan olmaz.

“Hayır yani bütün gün oturdum, yine de üstümden TIR geçmiş gibi” cümleleri kuruyorsanız bu da hamilelikten. O yeni insan vücudunuza tutunmaya, hayatta kalmaya uğraşırken sizden, enerjinizden çalıyor. Bunu ona çok görmeyin ve fırsatını bulduğunuzda yatın dinlenin.

hamilelik2

Ümit ederim ki her hafta yeni bir doktor denemek yerine, güvenebileceğiniz bir doktor bulmuşsunuzdur. Zira adamı yorar. Bir kişiye gidin ki takibinizi yapabilsin. Artık zaten hafta hafta hesaplamaya başlayacaksınız. Ha bir de internet bir derya… Yalan yanlış bilgilerle moralinizi bozmayın ve unutmayın ki her insan birbirinden farklı olduğu gibi her hamilelik de birbirinden farklıdır. Kimseyle kendinizi karşılaştırmayın.

Evet bütün hamilelikler farklı ama anne adaylarının özellikle üçüncü ayda buluştuğu ortak nokta; kabızlık. O da rahim bağırsaklara baskı yaptığı gibi. Ne kadar sık tuvalete gitme ihtiyacı hissederseniz, tuvaletten hayal kırıklığıyla ayrılma sıklığınız da o kadar artabilir.

“Hayır hayır bende bunlar yok; baş dönmesi, çarpıntı ve baş ağrısı var” diyorsunuz. Normaldir. Artık damarlarınızdaki kan bir başka akıyor, kabul edin. Kan hacminiz artıyor. Hatta gözlerde, korneanızda genişleme oluyor. Görme bozuklukları bile oluşabilir ve bu baş ağrısı kaynağı haline gelebilir.

Her şey bu kadar kötü değil elbet… Sevindirici gelişme; göğüslerinizin cazibesine siz bile şaşabilirsiniz. Bu da yaradanın annelere moral olsun diye verdiği bir jest olsa gerek (:

Neyse şunun şurasında çekilecek sıkıntı hepi topu 3 ay… Gerisi rahat… Arkadaşlarınızın göbeğinize sarılmak için can atacağı, etrafınızdakilerin sizi şımartacağı ve her şeyden önemlisi o minik yavruyu kucağınıza alacağınız günler yakındır. Telaşa mahal yok. Rahat olun! Keyfini çıkarın!

1 YORUM

  1. Merhaba sizin gogus mantarı yazınıza denk geldim aynı şey benim basimda 2 aydır gitmediğim doktor kalmadı hiçbirinin tedavisi cevap vermiyor bebegin göğsümden tiksindi emmiyor artık nolur bana dönüş yapın size sormak istediğim şeyler var

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here