Ana Sayfa Kadın Bekar Kızlar Y Kuşağından İtiraflar

Y Kuşağından İtiraflar

PAYLAŞ

fight-club

Güzel hayatlarımız var. İyi birer işimiz, modern ofislerimiz, son model arabalarımız, sağlam eğitimlerimiz, köklü ailelerimiz, fit vücutlarımız… bunların hepsi bizde var.

Küçüklüğümüzden beri istediğimiz her şeyi elde ettik. Görüp isteyip sahip olamadığımız hiçbir şey olmadı. İnsanları bile canımız isteyince rahat rahat elde ettik, kullandık, harcadık hatta. Bir dediğimiz iki edilmedi. Sonsuz ilgi gördük. Asla eksik olan bir şey yoktu bizim için. Herkesin özeneceği hayatlarımız, dostluklarımız, aşklarımız oldu. Günün sonunda oturup düşündük. Biz GERÇEKTEN mutlu muyduk? Hayır diyemedik bu soruya; ama evet de diyemedik. Hep bir şeyler eksik kaldı sanki. Ne olduğunu bulabilseydik belki o boşluğu da kapatırdık, ama kapatamadık.

Manevi tatmine ulaşabilmek için zaman zaman isteklerimizin ötesine geçtik, olamayacak şeyleri oldurduğumuz durumlar oldu; ama o boşluk asla gitmedi. Peki ne kaldı o zaman? Bir insanın mutlu olabilmesi için güzel bir evi, iyi bir işi, sağlam bir eğitimi, güzel/yakışıklı onu seven bir sevgilisi, güçlü bir ailesi olmasının yanı sıra başka ne olmalıydı? Biz bunu hala bulamadık. Her şeyi elde etmenin verdiği doyumsuzlukla, denemediğimiz bir şey kalmamasının getirdiği tükenmişlikle 20’li yaşlarımızın başlarında hayatlarımızdan vazgeçmeye başladık. Kötü insanlar olmadık asla; ama her zaman KENDİMİZİ her şeyin üstünde tuttuk. Kimileri buna iyi bir şey gözüyle baktı; kimileri bencillikle suçladı bizi.

fight-club2

Sabahları işe gelirken düşünüyorum. Etrafta ordan oraya koşturan, toplumun her sosyal kademesinden binlerce insan. Hepsinin derdi, mutluluğu, istekleri var. Peki acaba mutlular mı? Onu bilemiyorum. Herkes sürekli depresyondaymış gibi davranıyor. Kendim de buna dahilim hatta. Mutsuz olmam için elimde tek bir neden bile yokken zaman zaman kendimi mutsuz hissediyorum. Bazen de hırslarıma o kadar kaptırıyorum ki kendimi; istediklerimi elde etmek için bir şeyler yapmaktan aslında ne hissettiğimi anlamaya vakit bulamıyorum. En mutlu olmam gereken zamanlarda içimde hep bir boşluk hissediyorum; çünkü bir bakıyorum o mutluluğu elde etmek için gittiğim yolda o kadar yormuşum ki kendimi, günün sonunda artık ayaklarımı uzatıp o mutluluğun keyfini çıkarmak varken kendimi daha o hazzı yaşayamadan bir sonrakini hazırlamak üzere yola çıkmış buluyorum.

O zaman bizler ne zaman kendimize vakit ayıracağız? Ne zaman GERÇEKTEN mutlu olacağız? Ben bugünlerde sıklıkla bunları düşünüyorum. Bu gidişle kendimi Hindistan’da bir manastıra kapatmam an meselesi. Peki şimdi nedir bu? Yapacak yeni bir şeyimin kalmamış olmasının verdiği ortalama tatminsizlik mi? Yoksa benim doyumsuz, şımarık, korkunç bir insan olduğumun göstergesi mi?

Değişik bir güç ben bunları düşünürken cevapları karşıma çıkarmak istiyormuş gibi ellerim dün gece DVD’lerime gitti. Rastgele bir tanesini seçip izlemeye başladım. Daha önce de defalarca izlemiştim ama bu sefer çok anlamlı geldi. Tek bir söz aslında burda sıraladığım bütün saçmalıkların cevabını veriyor gibiydi; ve olay aslında bu kadar basitti:

“We don’t have a great war in our generation, or a great depression, but we do, we have a great war of the spirit.  We have a great revolution against the culture.  The great depression is our lives.  We have a spiritual depression.”

~Chuck Palahniuk, Fight Club, Chapter 19

fight-club3

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here