‘Aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden ‘biz’ olabilme halidir. İnsan egosu denetlenmesi en güç olan şeydir. Bunu ancak aşk becerebilir, sadece aşk ile üstünden atlayabilirsiniz.’
Bu cümlelerle anlatmış aşkı ve aşkını Meral Okay… Onu dün kaybettik. Bir süredir kansere karşı vermekte olduğu mücadeleyi yitiren, senarist, oyuncu ve şarkı sözü yazarı olarak bilinen Meral Okay.
Benim için; önce sevgili Yaman Okay’ın eşi, onun ölümünden sonra da bir nebze daha tanıyarak insanlığına ve güzelliğine hayran kaldığım çok zengin bir kişilikti. Birlikte oturduğumuz sofralarda bazen kısa, bazen de saatler süren sohbetlerin ardından kendimi çok iyi hissetmeye başlardım.
Sohbet konusu ne olursa olsun; o tüm içsel ve zihinsel zenginliğiyle dokunurdu zihnime. Hiç sormadıklarımın ve sorup ta zihnimin gençlik labirentinde kaybettiğim yanıtlarını kimbilir kaç kez almıştım ondan… Ama sanırım o bunun hiç farkında olmamıştı. Çünkü bunu; sahip olduğu güzelliği ve kocaman vizyonuyla doğal olarak yapıyordu. İyi düşünen, çok zeki yapısına empatisini, insanlığını samimiyetini ve güleç yüzünü ekleyerek sıcacık döküyordu yanıtlarını… Sorularımı ona biri fısıldamış gibi…
Böylece hep genişlemiş, eklenmiş ve biraz daha büyümüş olarak kalkardım o masalardan… bazen doğan günü de yanıma almış olarak…
‘Aşk’ı da ne güzel anlattığını, çünkü hakkını vererek, esaslı yaşadığını yukarıdaki alıntıyı yaptığım, ölen eşine dair bir yazıyı okuduğumda hatırladım. Biz aşk üzerine gevezelik ederken, Meral Okay aşkı tam orta yerinden ve en yalın haliyle döküvermiş önümüze…
Gittikten sonra bile katmayı başardı…
Yaman Okay’ın cenazesini dün gibi hatırlarken tam 18 yıl sonra Meral Okay’ın cenazesine katılmak ironik bir zaman tüneli yanılsaması gibi…
‘Yaman çok renkli ve heyecanlı bir adamdı. Ben derdimki; ‘Tanrım, bu adam ne zaman yorulacak’ . Meğer acelesi varmış…’
İkisi de iz bırakan insanlardı… ikisi de hiç durmadan üreten insanlardı… ikisi de en verimli zamanlarında ‘aceleyle’ terkettiler bizi… Sanki buluşmak için de aceleleri varmış gibi… Sanki aşkın bekletmeye kıyamamışhali gibi…