Ana Sayfa Yaşam Alanı Motorize Ekip Yağız Avcı Kalkış İzni İstiyor

Yağız Avcı Kalkış İzni İstiyor

PAYLAŞ
Prev1 of 2Next
Use your ← → (arrow) keys to browse

Hız tutkusunun peşinden yolun sonuna kadar giden bir pilot: “Genç Avcı” bizden kalkış izni istedi. Türkiye’nin en hızlı ve yetenekli iki genç ralli sporcusu ile ilginç bir röportaj yaptık.

Hep kendime sorardım ikinci kez hayata gelsem ne mesleği yapmak isterdim diye sonuçta hep aynı çıkardı: Ralli pilotu. Ben de fani dünyada kendimce ralli sporuna katkıyı televizyon ya da parkurlarda çimene yayılarak gerçekleştirdim. Ama yan gelip yatmakla olmuyor tabii. Türkiye’de henüz değeri anlaşılamamış olan motorsporlarına sonuna kadar destek vermek gerekiyor. Biz de AskMen Mynet olarak yarış sporlarına Türk gençliğinin adrenalin tutkusunu da düşünerekten desteğimizi sürdüreceğiz.

Adrenalin ayarımızı tutturmak içinse motor sporlarından iki isime sorular yönelttik. Biri Türkiye ve Avrupa’da defalarca zaferler kazanan ralli sporumuzun en önemli insanlarından Nejat Avcı’nın durdurulamayan oğlu Yağız Avcı. Diğeri ise hız tutkusuna ket vuramayan genç bir co-pilot Soner Tamer.

Türkiye ve Avrupa’da defalarca zaferler kazanan ralli sporumuzun en önemli insanlarından Nejat Avcı’nın durdurulamayan oğlu Yağız Avcı’ya sorduk o da da mesleğin verdiği bir hızlılıkla bize cevap verdi.

İlk nasıl başladı motorsporlarına sevdan?

Motorsporlarına başlangıcım aslında kaçınılmazdı diyebilirim. Babam Nejat Avcı ben doğduğumdan beri bu işin içindeydi ve senelerce önümde bir örnek teşkil etti. Ben de bu ortamın içinde büyümüş oldum doğal olarak ve yaşım ilerledikçe de ralliye olan ilgim maksimuma ulaştı. Bir yerde bayrağı devralmam gerekiyordu…

Gelecekteki planların neler? Çok hızlı ilerleyen bir pilot olarak seni dünya sahnesinde ne zaman göreceğiz?

Hedefim tabi ki Avrupa veya Dünya Ralli Şampiyonası’nda yarışabilmek ve başarılı olabilmek. Fakat bunun gerçekleşmesi için iyi bir bütçe oluşturmak gerekiyor. Ülkemizde motorsporlarına sponsor bulmak çok zor, fakat çalışmaya devam ediyoruz tabi ki. Bu sezon yarışmamı sağlayan başta Parkur Racing ve sponsorlarımız Unifree ile İpragaz firmalarına buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Burada önemli olan bir detay da Dünya veya Avrupa Ralli Şampiyonası’na çıkıldığı zaman bunun sadece bir sezonla kısıtlı kalmaması. Üst üste 2-3 sezon yarışılabildiği takdirde başarılı olmamak için hiçbir sebep yok. 2010 sezonu için sponsor görüşmelerimiz devam ediyor ve gerekli desteği bulduğumuz takdirde Parkur Racing olarak başarılarımızı Avrupa arenasında da sürdürmeyi hedefliyoruz.

nqdbntfb

Senin agresif bir sürüş stilin olduğunu biliyoruz. Peki tercih ettiğin arazi koşulu ne parkurlarda asfalt, toprak yada kar hangisi?

Bizim şampiyonamız toprak zeminin ağırlıklı olduğu bir şampiyona ve asfalt rallilerimiz de çok kaliteli zeminlere sahip değil. Bu yüzden toprak zeminde kendimizi daha fazla geliştirdik. Kullandığımız otomobille de toprakta olan uyumumuz çok iyi ama asfalt yarışların da ayrı bir yeri var. İki zeminde de hızlı olmak gerekiyor.

yagiz-avci1

En sevdiğin ralli pilotu kim, tabii babandan sonra?

Favori pilotum Estonyalı Markko Martin’di fakat 2005 sezonunda İngiltere Rallisi’nde yaşadığı bir kaza sonucu copilotu hayatını kaybedince yarışmayı bıraktı. Babamın yeri tabi ki ayrı (Gülüyor)

Futbol oynayan insanların ölüm oranları ralli pilotlarınkinden daha fazla. Ralli otomobillerinin gerçekten güvenli araçlar olduğunu biliyorum ama sen bize biraz bahsedebilir misin bunun güvenlik unsurlarından?

Ralli otomobillerinde alınabilecek bütün güvenlik önlemleri bulunuyor. Güçlendirlimiş şasi bağlantıları, çelik kafes, yarış koltukları ve kemerleri, özel boyunluklar, otomatik yangın söndürücüler, vs… Fakat yarıştığımız etaplar pist yarışlarında olduğu gibi etrafı kum havuzlarıyla çevrili yerler değil. Daha fazla risk taşıyor. Ağaçlar, kayalar, yamaçlar, uçurumlar yani tehlikeye tabi ki açık. Fakat alınan bu güvenlik önlemleri çok büyük kazalardan burun bile kanamadan çıkılmasını sağlamakla birlikte, kazalar bazen malesef ölüm yada sakatlıklarla da sonuçlanabiliyor. En tehlikeli olan kısmı duran bir cisme (ağaç, kaya, vs…) yandan darbe almak. Bu tip kazalar içinde Dünya Ralli Şampiyonası’nda yeni güvenlik önlemlerine geçildi.

Ralli hayatın boyunca geçirmiş olduğun en büyük kaza neydi?

2003 sezonunda bir asfalt rallide henüz ilk etapta 60-65 metre aşağı inmiştik ağaçların arasından. Uzun süre takla attıktan sonra ters durduk ve bu geçen süre kazayı yaşarken gerçekten uzun geliyor insana (Gülüyor). Otomobilin durumu çok kötüydü fakat bizde ufak tefek ağrıların dışında birşey yoktu.

Sonrasında bir yavaşlama oluyor mu sürüş stilinde? Kaza sonrası ralli travması gibi birşey?

Herhangi bir etkisi olmamıştı, sonuçta bu tip kazalar bu sporun içinde var ve bunu bilerek yarışıyoruz.

Yarış zamanı çok fazla karbonhidrat tüketildiğini biliyorum… Yarış öncesi ne gibi antrenmalar yapıyorsunuz?

Çalışan kasların uzun süreli dayanması ve yorulmaması önemli bence. Buna yönelik çalışmalar yapıyorum. Koşu ve bisiklette oldukça faydalı. Kondisyonun önemli olduğu bir spor, otomobilin içi yarış esnasında çok sıcak oluyor ve sürekli hareket halindesiniz. Konsantrasyonu kaybetmeden yarış sonuna kadar aynı performansı devam ettirebilmek gerekiyor. Uzun yarışlarda bu daha da ön plana çıkıyor. Karbonhidrat enerji verdiğinden dolayı önemli bir besin maddesi ve yarış haftaları daha fazla tüketmeye çalışıyoruz. Sıvı alımı da ön planda çünkü çok sıvı kaybı oluyor.

x6ruppd9

Şöyle ilk aklına gelen bir yarış ve ânı desek..

2007 Hitit Rallisi. İlk genel klasman birinciliğimizi kazandığımız yarıştı. O yarışa kadar sezon bizim için bir hayli şanssız geçmişti fakat yarış kazanabileceğimize inanıyorduk. Hitit Rallisi’nde bunu yakalamış olduk ve en genç yarış kazanan ekip olmayı başardık. Benim için çok özeldir bu yüzden.

Normal hayatında trafikte peki nasıl bir kimlik içinde otomobilini sürersin? (Herkesin en merak ettiği soru bu olsa gerek)

Genel olarak çok sakin ve yavaş kullanırım. Otomobili yavaş kullanmanın da ayrı bir zevki var bence, tabi otomobil kullanmaktan zevk alıyorsanız. Annem bile bazen daha hızlı gidemezmiyiz der. (Gülüyor)

Motorsporları ile güzel kızlar arasında paralel bir durum var. Bayanların meslek olarak rallicilere nasıl baktıklarını biraz bize özetleyebilir misin?

Ülkemizde motorsporları çok popüler değil açıkçası. Motorsporlarını takip edenler veya çevremizden tanıyanlar doğal olarak daha ilgili oluyor fakat Formula 1’de olduğu gibi bir durum yok. (Gülüyor)

İskadinav ülkelerinde olsaydık belki çocukluktan ralli sevdamıza baş koyabilirdik ama ülkemizde bu spora başlamak gerçekten zor. Sıfırdan bu spora başlamak istesek bize nasıl bir yol haritası önerirsin? Maliyetleriyle birlikte..

Öncelikli olan bu sporun eğitimini almak olcaktır. Daha sonrasında ise yarışabilmek için maddi imkanı yaratmak gerekiyor tabi. İlk başlarken sponsor bulmak tabi ki imkansız. Kendi imkanlarınızla veya yakın çevrenizdekilerin destekleriyle bir bütçe oluşturmaya çalışmak lazım. Düşük bütçeli yarışlara katılarak başlamak daha doğru. Mahalli şampiyonalar ralliye başlamak için daha doğru bir yol tabi bütçeye bağlı herşey. İyi bir imkan yarattıysanız daha yüksek seviyede ve daha iyi bir otomobille yarışmak mümkün. Adım adım ilerlemek ve eğitim alarak bu sporun iç yüzünü öğrenmek önemli.

2. sayfada bir co-pilot röportajı var

Prev1 of 2Next
Use your ← → (arrow) keys to browse

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here